A Good Boy
(İyi Bir Çocuk)
Billy always listens to his mother.
• always – her zaman
• listen to – dinlemek
• his mother – annesi
Billy her zaman annesini dinler.
He always does what she says.
• does – yapar
• what she says – onun dediklerini
Her zaman onun dediklerini yapar.
If his mother says, “Brush your teeth,” Billy brushes his teeth.
• if – eğer
• brush your teeth – dişlerini fırçala
• brushes – fırçalar
Eğer annesi “Dişlerini fırçala” derse, Billy dişlerini fırçalar.
If his mother says, “Go to bed,” Billy goes to bed.
• go to bed – yatağa gitmek
• goes to bed – yatağa gider
Eğer annesi “Yatağa git” derse, Billy yatağa gider.
Billy is a very good boy.
• very good – çok iyi
• boy – erkek çocuk
Billy çok iyi bir çocuktur.
A good boy listens to his mother.
• a good boy – iyi bir çocuk
• listens to – dinler
İyi bir çocuk annesini dinler.
His mother doesn’t have to ask him again.
• doesn’t have to – gerek yok
• ask again – tekrar sormak
Annesinin ona tekrar sormasına gerek yok.
She asks him to do something one time, and she doesn’t ask again.
• asks – ister
• do something – bir şey yapmak
• one time – bir kez
Ondan bir şey yapmasını bir kez ister ve tekrar istemez.
Billy is a good boy.
• good boy – iyi çocuk
Billy iyi bir çocuktur.
He does what his mother asks the first time.
• the first time – ilk seferde
• does – yapar
Annesinin istediğini ilk seferde yapar.
She doesn’t have to ask again.
• doesn’t have to – zorunda değil
• ask again – tekrar istemek
Tekrar istemek zorunda kalmaz.
She tells Billy, “You are my best child.”
• tells – söyler
• best child – en iyi çocuk
Billy’e “Sen benim en iyi çocuğumsun” der.
Of course Billy is her best child.
• of course – elbette
• her best child – onun en iyi çocuğu
Elbette Billy onun en iyi çocuğudur.
Billy is her only child.
• only – tek
• child – çocuk
Billy onun tek çocuğudur.
