İngilizcede Bilmeniz Gereken 50 Günlük Hayat Deyimi-50 Daily Life Idioms You Need to Know

A piece of cake – Çok kolay

Break the ice – Havayı yumuşatmak, insanları rahatlatmak

Hit the sack – Yatmak, uyumak

Call it a day – Artık yeter, işi bitirip dinlenmek

Cost an arm and a leg – Çok pahalıya mal olmak

Under the weather – Keyfi bozuk, hasta hissetmek

Bite the bullet – Katlanmak, zor bir duruma cesaretle göğüs germek

Burn the midnight oil – Gece geç saatlere kadar çalışmak

Go the extra mile – Fazladan çaba göstermek

In hot water – Başı belada, zor durumda olmak

Let the cat out of the bag – Bir sırrı ağzından kaçırmak

Once in a blue moon – Çok nadiren

On the ball – Çevik, işin başında ve dikkatli

Pull someone’s leg – Şaka yapmak, birini kandırmak

Show someone the ropes – Birine işin inceliklerini öğretmek

Speak of the devil – Ayinesi iştir kişinin, lafa bakar insan

Take it with a grain of salt – Şüpheyle yaklaşmak, tamamen ciddiye almamak

The ball is in your court – Top sende, karar vermek senin işin

Throw in the towel – Pes etmek

Up in the air – Belirsiz, karara bağlanmamış

Your guess is as good as mine – Ben de tam olarak bilmiyorum

Beat around the bush – Lafı dolandırmak

By the book – Kurallara göre, usulen

Drop the ball – Hata yapmak, sorumluluğu aksatmak

Get out of hand – Kontrolden çıkmak

In the nick of time – Tam zamanında, son anda

Keep your chin up – Moralini yüksek tutmak

Make ends meet – Geçimini sağlamak

On cloud nine – Çok mutlu olmak

Play it by ear – Anı yaşayarak, plana bağlı kalmadan hareket etmek

Put all your eggs in one basket – Tüm riskleri tek bir şeye yatırmak

Read between the lines – Satır aralarını okumak

Sleep on it – Bir gece uyuyup sonra karar vermek

Steal someone’s thunder – Başkasının fikrini çalıp övgüyü kapmak

Throw someone under the bus – Birini kendini kurtarmak için feda etmek

Twist someone’s arm – Birini ikna etmek, zorlamak

Walk a mile in someone’s shoes – Birini anlamak için onun yerinde olmak

Wear your heart on your sleeve – Duygularını açıkça göstermek

You hit the nail on the head – Tam üstüne bastın, tam da öyle

Back to the drawing board – Baştan başlamak, iş yeniden planlanacak

Bite off more than you can chew – Yapabileceğinden fazlasını üstlenmek

Get cold feet – Korkup geri çekilmek

Hold your horses – Acele etme, heyecanlanma

Keep your fingers crossed – Şans dilemek, umutlanmak

Let sleeping dogs lie – Uyandırılmaması gereken meseleyi açmamak

Miss the boat – Fırsatı kaçırmak

On thin ice – Tehlikeli, hassas bir durumda olmak

Punch above your weight – Kendi kapasitenin üstünde bir işe kalkışmak

Take the plunge – Cesaret edip kendini adım atmak

The last straw – Bardağı taşıran son damla

2 thoughts on “İngilizcede Bilmeniz Gereken 50 Günlük Hayat Deyimi-50 Daily Life Idioms You Need to Know

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir